9789756457801
368983
https://www.selamkitap.com/madam-bovary
Madam Bovary
3.89
Emma, kimi zamanlar yaşamının en güzel günlerinin yine de bunlar olduğunu düşünüyordu; çünkü bunlar balayı günleri sayıldı. Ama bunun tadına varmak için hiç kuşkusuz ki, isimleri insanın kuağında çınlayan o uzak diyarlara gitmek gerekirdi. İnsan ancak oralarda, evlilikten hemen sonraki günleri tatlı tembellikler içinde geçiridi. Örtülü mavi ipekli perdeleri ve arabacının mırıldandığı şarkı eşliğinde, posta arabasında dik yolları tırmandı. Arabacının şarkısı; keçilerin çıngırakları ve çağlayanın boğuk gürültüsüyle birlikte dağlarda yankılanırdı.
Gün batarken, körfez kıyılarında limon çiçeklerinin kokularını içine çeker, sonra da akşam olunca, oturdukları köşkün taraçasında kocasıyla baş başa, parmakları birbirine kenetli olarak, yıldızlara bakıp düşler kurardı. Ona göre mutluluk, tıpkı kimi yerde yetişip kimi yerde yetişmeyen bitkiler gibi, ancak dünyanın belirli bazı yerleri yetiştirebilirdi. Ne olurdu, İsviçre'deki bir köşkün balkonuna dirseklerini dayayabilseydi ya da yanında, siyah kadifeden uzun etekli bir ceket giymiş, ayağında yumuşak deriden çizmeler, başında sivri bir şapka bulunan bir kocayla birlikte, içi hüzünle doluyken, İskoçya'da bir köşkte olabilseydi!
Emma, kimi zamanlar yaşamının en güzel günlerinin yine de bunlar olduğunu düşünüyordu; çünkü bunlar balayı günleri sayıldı. Ama bunun tadına varmak için hiç kuşkusuz ki, isimleri insanın kuağında çınlayan o uzak diyarlara gitmek gerekirdi. İnsan ancak oralarda, evlilikten hemen sonraki günleri tatlı tembellikler içinde geçiridi. Örtülü mavi ipekli perdeleri ve arabacının mırıldandığı şarkı eşliğinde, posta arabasında dik yolları tırmandı. Arabacının şarkısı; keçilerin çıngırakları ve çağlayanın boğuk gürültüsüyle birlikte dağlarda yankılanırdı.
Gün batarken, körfez kıyılarında limon çiçeklerinin kokularını içine çeker, sonra da akşam olunca, oturdukları köşkün taraçasında kocasıyla baş başa, parmakları birbirine kenetli olarak, yıldızlara bakıp düşler kurardı. Ona göre mutluluk, tıpkı kimi yerde yetişip kimi yerde yetişmeyen bitkiler gibi, ancak dünyanın belirli bazı yerleri yetiştirebilirdi. Ne olurdu, İsviçre'deki bir köşkün balkonuna dirseklerini dayayabilseydi ya da yanında, siyah kadifeden uzun etekli bir ceket giymiş, ayağında yumuşak deriden çizmeler, başında sivri bir şapka bulunan bir kocayla birlikte, içi hüzünle doluyken, İskoçya'da bir köşkte olabilseydi!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.